Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, asgari ücret çalışmalarına ilişkin Türk-İş Genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulunuyor.
Asgari ücretle ilgili son dakika haberleri için tıkla ve indir.
Asgari ücret tespit komisyonunun ilk toplantısının ardından Pevrul Kavlak şunları söyledi:
Çalışanların önemli beklentisi vergide kalıcı adalettir. Türkiye’de ücretli çalışanlar üzerinde ağır bir vergi yükü bulunuyor. Yılın başında alınan net ücret, vergi kesintileri nedeniyle ilerleyen aylarda giderek azalmaktadır. 2002 yılında gelir vergisi tarifesi brüt asgari ücretin 22.9 katıyken, günümüzde sadece 4.9 katına denk gelmektedir. Ücretliler genellikle sabit gelirli olarak tanımlanır. Mevcut vergi yapısıyla azalan gelirli olarak tanımlanması gerekmektedir.
Asgari ücretliler başta olmak üzere kamu ve özel sektördeki milyonlarca işçi ve memurun gelir vergileri kaynağından kesilerek ödenmektedir. Anayasamızın 73. maddesi gereğince yapılması gereken az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasıdır.
Dolaylı vergilerin ağırlığı da Türkiye’deki vergi sistemini daha adaletsiz hale getirmektedir. Dolaylı vergiler çalışanların vergi yükünü daha da artırmaktadır. Bu kapsamda vergi oranları ve gelir vergisinde ücretliler lehine ayrım yapılmasıdır.
Ücretlilerin enflasyona karşı korunması için sendikalaşma ve toplu sözleşme kapsamının genişletilmesi zorunludur.
AB ülkelerinde toplu pazarlık kapsama oranı yüzde 60, OECD ülkelerinde bu oran yüzde 30 düzeyindedir. İLO’ya göre bu oran Türkiye’de yüzde 7,5 oranındadır.
Bu durum Türkiye’de asgari ücretli çalışanların oranını artırmaktadır. Türkiye ne yazık ki asgari ücret ülkesi haline gelmiştir. Asgari ücret ve civarında çalışanların oranının yüzde 50 civarında olduğu görülüyor.
Asgari ücretin artırılması kadar önemli olan konu asgari ücretle çalışanların sayısı düşürülmesidir. Bunun yolu; Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılarak toplu pazarlık sisteminin genişletilmesidir.
Ülkemizde sosyal adaletten, çalışma barışı, refah barışından söz edeceksek adil bölüşümden de bahsedeceğiz.
Ülkemizde demokrasiden , barıştan, özgürlükten, insan haklarından bahsedeceksek o zaman hakça bir paylaşımdan da söz etmeliyiz. Bizim gerçeğimiz ülkemizin büyümesi, çarkların dönmesi olduğu kadar barış içinde , mutlu insanların olduğu ülkede birlikte üretmek , birlikte kazanmaktır. Bunun yolu da örgütlü olmaktan, sendikalı olmaktan, üretmekten, hakça bölüşmekten geçmektedir.
