Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), son dönemde konkordato ilan eden şirketlerle ilgili detaylı bir analiz yayımladı. TCMB ekonomistleri Halil İbrahim Aydın, Kadir Gürci ve Ünal Seven tarafından kaleme alınan bu analizde, konkordato taleplerinin arkasındaki finansal sebepler ve şirketlerin borç yapıları değerlendirildi. Özellikle parasal sıkılaşma döneminde bu şirketlerin finansal sıkıntılarının daha da arttığı vurgulandı.
EKONOMİYE DAİR SON DAKİKA HABERLERİ İÇİN TIKLA İNDİR.
Likidite Sorunu ve Yüksek Borçluluk Öne Çıkıyor
Raporda, konkordato ilan eden firmaların diğer firmalara kıyasla çok daha düşük likiditeye ve yüksek borçluluk oranlarına sahip olduğu belirtildi. Özellikle bu firmaların ticari borçlarının toplam varlıklara oranının yüzde 36 olduğu, bu oranın diğer firmalarda sadece yüzde 11 olduğu tespit edildi. Hazır değerlerin kısa vadeli yükümlülüklere oranı ise konkordato firmalarında yüzde 2 iken, diğer firmalarda yüzde 8 olarak ölçüldü.
Parasal Sıkılaşmadan Önce de Finansal Zorluklar Vardı
2024 yılında konkordato ilan eden firmaların parasal sıkılaştırma öncesinde de finansal sorunlar yaşadığına dikkat çeken rapor, bu şirketlerin 2023 yılının ilk yarısında dahi yüzde 41’inin temerrüt halinde olduğunu ve yüzde 61’inin yüksek borçlu olduğunu ortaya koydu.
Ekonomideki Etkileri Sınırlı
Konkordato ilan eden şirketlerin, Türkiye ekonomisinin genelindeki payı düşük olmakla birlikte, tedarik zincirinde yarattığı etkiler dikkat çekici. Bu firmalar toplam ticari kredi bakiyesinin sadece yüzde 0,38’ini, istihdamın ise yüzde 0,07’sini oluşturuyor. Ancak konkordato süreci, bu şirketlerin tedarikçi ve müşteri ilişkilerini olumsuz etkileyerek ticari ilişkilerinin zayıflamasına neden oluyor.
TCMB’nin raporu, konkordato ilan eden firmaların likidite zayıflığı ve yüksek borçluluğa sahip olduğunu, parasal sıkılaşmanın bu firmalar üzerindeki baskıyı artırdığını ortaya koyuyor. Konkordato süreci ise bu firmaların ekonomik büyüklükleri sınırlı olsa da, tedarik zincirindeki etkileri açısından önemli.
